28 Eylül 2014 Pazar

Emzirme Döneminde Bitki Çayları İçilir mi?

Emzirme Döneminde Bitki Çayları İçilir mi?
Emzirme Döneminde Bitki Çayları İçilir mi?
Emzirme döneminde anneler bazı durumlarda süt kalitesini ve miktarını arttırmak için bitki çaylarına başvuruyor. Çemen otu, ahududu, devedikeni ve rezene çaylarının anne sütünü arttırdığı geleneksel olarak kabul görmekle birlikte bu bitki çaylarının anne sütünü arttırıp arttırmadığı konusunda yapılan bilimsel araştırma sayısı çok az. Siz yine de güvenliği elden bırakmamak adına bu çayları tüketmeye başlamadan önce doktorunuza danışın. Emzirme döneminde tavsiye edilmeyen, anne sütü kalitesini düşüren veya süt üretimini azaltan çaylar arasında ise adaçayı, nane çayı, kuş otu, kekik ve maydanoz çayı ilk sıralarda geliyor.
Emzirme Döneminde Bitki Çayları
Emzirme döneminde annenin tükettiği tüm besinlerin içinde bulunan iyi veya kötü bileşenler süt yoluyla bebeğe geçer. Tek besin kaynağı sizin verdiğiniz süt olan bebeğiniz için bu hassas dönemde tükettiğiniz tüm yiyecek ve içeceklere önem göstermelisiniz. Anneniz, akrabalarınız, tanıdıklarınız bu dönemde size onların kullandığı yöntemle sütü arttırmanız için bazı tavsiyeler verebilir ancak her uygulama her insan için aynı olumlu sonucu yaratmayabilir. Örneğin çemen otu anne sütünü arttırmak için yüzyıllardır kullanılır ancak fazla çemen otu çayı içmek bebeğinizde ishale ve mide sorunlarına yol açabilir. Burada önemli nokta bitki çayı veya herhangi bir bitki takviyesi almaya başlamadan önce aynı hamilelik döneminde olduğu gibi doktora danışmalı ve kullandığınız bitkisel ürünlerin dozajını iyi ayarlamalısınız.
Bazı bitkilerse kafein içerir ve fazla miktarda kafein tüketimi emziren annelere önerilmez. Türk çayının da üretildiği “Camellia sinensis” bitkisinin yapraklarından elde edilen yeşil çay da kahvenin yarısı kadar kafein bulunmaktadır. Ayrıca mate çayı, kakao bitkisinden üretilen çaylar, guarana çayında da kafein bulunur. Satın aldığınız bitkisel çayın kafein içerip içermediğini öğrenmek için ürün etiketinde bulunan “içindekiler” bölümünü dikkatlice okuyun.
Güvenli Bitki Çayları
Bu listede bulunan çaylar genel olarak emziren anneler için güvenli olarak kabul edilmektedir. Ancak bu çayların fazla tüketiminin mide bulantısı, kusma, uykusuzluk gibi yan etkileri olabileceğini unutmadan az miktarda tüketmelisiniz. Doktorunuzdan günlük olarak içebileceğiniz miktar hakkında sağlıklı bilgi alabilirsiniz.
Zencefil: Kurutulmuş değil taze zencefili dilimleyerek çayınızı hazırlayabilirsiniz. Kan akışını arttırır ve mide ağrısını, bulantısını yatıştırır.
Kırmızı Ahududu: Anne sütünü arttırdığı söylenir. Hem anne hem de bebek için faydalı çok sayıda mineral içerir.
Isırgan Otu Çayı: Geleneksel olarak süt miktarını ve yoğunluğunu arttırmak için kullanılır.
Kuşburnu: Yüksek oranda C vitamini içerir ve enerji verir.
Devedikeni: Anne sütünü arttırır.
Ekinezya Çayı: Meme ağrılarını hafifletir, enfeksiyonların daha çabuk geçmesine yardımcı olur, anneyi soğuk algınlığına karşı korur.
Çemenotu Çayı: Sütü arttırır. Fazla tüketimi sindirim sorunlarına ve bebekte ishale neden olabilir.
Süt Üretimini Azaltan Çaylar
Nane, adaçayı, karahindiba çayı ve keklikotu çayları süt üretimini azaltabilir. Karahindiba çayı şişliği almasına karşın fazla su kaybetmenize neden olabilir. Bu çayların emzirme döneminde içilmesinin ne gibi yan etkileri bulunduğu konusunda bilimsel bir çalışma olmamasına karşın geleneksel olarak tüketilmeleri önerilmemektedir. Bu çaylardan uzak durmak en azından bebeğiniz 6 aylık olana kadar daha doğru bir seçim olacaktır.
Uzak Durulması Gereken Çaylar
Bazı bitkiler emzirme döneminde tüketilmesi önerilmeyen “alkaloidler” içerir. Bu bitkiler C vitamini bakımından çok zengin olsa bile anne sütü kalitesini yakından etkileyen “folik asit” üretiminin azalmasına neden olabilir. Bu çaylar bebekte sindirim sorunlarına, ishale yol açabilir ve süt kalitesini düşürebilir.
Yeşil Çay
Ravent
Ginseng
Papatya
Boyotu
Gingko
Maydanoz
Hodan
Akdiken
Kekik
Sarı Kantaron
Anason Çayı

Bu liste tam liste değildir ve liste dışında kalan bazı çaylarında emzirme döneminde tüketilmesinin yan etkileri bulunabilir. Sonuç olarak hamilelik, emzirme gibi vücutta değişimlerin yaşandığı hassas dönemlerde tüketilecek gıdalar hakkında en doğru bilgiyi doktorunuzdan alabilirsiniz.

Varis Tedavisinde Kullanılan Bitkiler

Varis Tedavisinde Kullanılan Bitkiler

Varislerin tam anlamıyla tedavi edilebilmesi için damara cerrahi olan veya olmayan yöntemlerle müdahale edilmesi gerekse de farklı yöntemler varis belirtilerini hafifletebilir. Varis çorabı gibi çok bilinen yöntemlerin yanında etkili olan varis bitkisel tedavileri de mevcuttur. Bitkisel tedavide ana kural flavonoid içeriği zengin olan gıdalar tüketmektir. Bu suda çözünen pigmentler bitkilere renk vermektedir. Flavonoidler damarlarını güçlendirirken enflamasyon ve oksidatif hasardan korur. Küçük taneli meyveler, turunçgiller, maydanoz, kırmızı üzümler, yeşil çay, kırmızı şarap ve kırmızı lahana flavonoid kaynağıdır.
At kestanesi Almanya’da varislerin bitkisel tedavisi için en popüler olan bitkidir. Bu ağacın tohumlarının özütü enflamasyonu azaltır, damarları korur, dokulara zarar veren serbest radikallerle savaşır ve destekleyici dokuları yıkan enzimleri engeller. At kestanesi özütü varis çorapları kadar etkili olmaktadır. 13 çalışmanın analizi at kestanesi özütünü varislere karşı güvenli ve etkili bir tedavi olarak desteklemiştir. Ancak karaciğer veya böbtek hastalarına tavsiye edilmez.
Gotu kola bitkisi kan damarlarını güçlendiren ve yaraların iyileşmesini hızlandıran bir tropik bitkidir. Küçük damarların sızıntı yapmasını önleyerek şişmeleri azaltır. İki farklı çalışmada gotu kolanın dahilen kullanımının plasebodan daha etkili olduğu görülmüştür. Günde 3 kere topikal olarak uygulanması da faydalıdır.
Çoban püskülü (Ruscus aculeatus) enflamatuar karşıtı ve büzücü etkiye sahiptir. Damarların yapısal bileşenlerini bozan enzimleri engeller ve küçük damarların daha az geçirgen olmasını sağlayarak bölgeye sızma yapmalarının önüne geçer. Güvercin ağacının da enflamasyon karşıtı özellikleri vardır. İçeriğindeki tanninler büzücü etki yapar. Cilt iltihaplarında, basurda ve variste yıllardır kullanılmaktadır. Yaban mersini özütü (Vaccinium myrtillus) ise varis bitkisel tedavisinde zengin flavonoid içeriğiyle etkili olur.

Müshil Etkisi Yaratan Bitkiler

Müshil Etkisi Yaratan Bitkiler

Müshil Etkisi Yaratan Bitki Çayları
Bağırsakların düzgün çalışmaması sonucu yaşanan kabızlık pek çok insanın ortak problemidir. Kabızlık, sadece sindirim sistemindeki düzensizlikler nedeniyle değil, gıdalar yoluyla alınması gereken lif eksikliği, hareketsizlik ve bazı ilaçların yan etkisi sonucuyla da oluşabilir. Nedeni ne olursa olsun kabızlık, mide kramplarına ve rahatsızlık verici boyutlarda gaza sebebiyet verdiği için kişinin normal hayatını etkileyebilir. İlaçlarla tedavisi -geçici- olarak mümkündür. Ancak beslenmeye dikkat etmek ve kabızlığa yol açan gıdalardan uzak durmak, tedavisinde ilk kuraldır.
Eğer kabızlık şikayetiniz varsa ilaçlara başvurmadan önce yan etkisi bulunmayan ıspanak suyu, havuç suyu, incir ve erik suyuna bir şans verebilirsiniz. Bunlar dışında, karahindiba kökü, kuş otu, keten tohumu gibi hafif ve orta dereceli müshil etkisi bulunan bitkisel çaylardan yardım alabilirsiniz.
Hafif Müshil Etkisi Bulunan Çaylar
Keten tohumu ve sinirliot (karnıyarık otu ve psilyum olarak da bilinir) hafif müshil etkili bitkiler (tohumlar) arasında en sık kullanılanlardır. Bu iki tohumdan çay hazırlamak için 1-1.5 çay kaşığı kadar tohumu kaşıkla veya havanda ezdikten sonra 1 büyük su bardağı dolusu ılık/soğuk suya atıp çözülmesini bekleyebilirsiniz. Tohumlar suda hafifçe çözüldükten sonra içebilirsiniz. Keten tohumunun bilinen bir yan etkisi bulunmadığı için bağırsaklarınız rahatlayana kadar günde 3 bardak tüketilebilir. Tabii müshil etkisi bulunan bitkileri çok uzun süreler boyu hiç ara vermeden tüketmenin bağırsak tembelliğine yol açabileceği unutulmamalıdır.
Orta Dereceli Müshil Etkisi Bulunan Çaylar
Karahindiba kökü ve kuş otu gibi bitkilerle hazırlanan çaylar kısa sürede bağırsak hareketi sağlayarak kabızlığın geçmesine yardımcı olur. Ancak bu çayların 1 haftadan uzun süre tüketilmesi önerilmemektedir. Karahindiba çayını hazırlamak için 1-1.5 çay kaşığı karahindiba kökünü 1 bardak kaynar suya atın. 15 dakika bekledikten sonra süzüp içebilirsiniz. Hemoroid, kolit, ülser ve kabızlığa iyi gelen kuş otunu ise çiğ halde salatalarınızda kullanabilirsiniz.
Güçlü Müshil Etkisi Bulunan Çaylar
Bu kategoride yer alan bitkilerin oldukça güçlü müshil etkisi vardır ve sadece diğer çözümlerin işe yaramadığı durumlarda kullanılmaları önerilmektedir. Sinameki ve akdiken gibi bitkilerde bulunan “anthraquiones” adlı madde bağırsakları kısa sürede harekete geçirir ve dışkıyı yumuşatır. Bu bitkisel çaylar, ülseri bulunan hastalara ve hamile kadınlara tavsiye edilmemektedir. Kızılderililerin “kutsal kabuk” olarak adlandırdığı akdiken çayı en fazla 2 hafta içilmelidir. Tadı pek hoş olmayan sinameki ise balla tatlandırılabilir ve 10 günden fazla içilmesi önerilmemektedir.
Yan Etkiler
Müshil etkisi bulunan çayların uzun süreli tüketimi bağırsakların normal işlevini olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca güçlü müshil etkili çaylar gün içinde tuvalete çıkma ihtiyacını gündelik işlerin yapılmasını engelleyecek kadar arttırabilir. Bu bitkiler ishale, dolayısıyla aşırı su kaybına yol açarak halsizliğe neden olabilir.
Gebelik ve emzirme döneminde bulunan kadınların, herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle düzenli olarak ilaç kullananların bitkisel ürünler tüketmeye başlamadan önce olası yan etkilerden korunmak adına bir uzmana danışmaları önerilir.

Grip İçin Bitki Çayları

Grip İçin Bitki Çayları

Grip İçin Bitki Çayları
Bitkilerden, meyve ve sebzelerden hazırlanabilen bitki çayları özellikle grip salgınlarının sık sık yaşandığı kış aylarında hastalık belirtilerini hafifletmek için başvurabileceğiniz en iyi yöntemlerin başında geliyor. Ateşi düşürmek için terleten, boğazı yumuşatan, C vitamini ve minerallerle vücudu destekleyen bitki çayları ile gribi çok daha kısa sürede atlatmanız mümkün. Bu çayları evde kendiniz hazırlayabilir ya da poşet çay olarak hazır alabilirsiniz.
Limonlu Çay
Limonun yüksek oranda C vitamini içermesi griple mücadelede vücudu kuvvetlendirmek için birebirdir. Gün içinde siyah çaya bolca limon sıkarak ya da sadece kaynamış suya limon ekleyerek içereceğiniz çay boğazı da yumuşatır. Grip sırasında en çok tüketilen çaylardan biri de nane limondur. Limon suyunun yanı sıra çayın içine limon kabuğunu da rendeleyebilirsiniz. Limonlu çaylar toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olarak hastalığı daha çabuk atlatmanızı sağlayacaktır.
Zencefil Çayı
Zencefil çayı boğazı yumuşatır ve öksürüğü azaltır. Ayrıca mide bulantısı veya ağrısı gibi sorunlarınız varsa zencefil çayı içebilirsiniz. Evde zencefil çayı hazırlamak için 2-3 santim kalınlığında zencefilin kabuğunu soyduktan sonra ince ince dilimleyin ve kaynamış suya atarak 15 dakika demlenmesini bekleyin. Zencefili rendeleyerek de demleyebilirsiniz.
Baharat Çayı
Bazı baharatları ve sarımsağı bir araya getirerek hazırlayabileceğiniz bu çay terlemeyi arttırarak ateşinizin düşmesini aynı zamanda sinüslerin ve burnun açılmasını sağlayacak. İhtiyacınız olan malzemeler siyah turp (yaban turpu, bayır turpu olarak da bilinir), sarımsak ve acı biber tozu. Bir bardak ölçü için yarım yemek kaşığı turp, 1 çay kaşığı acı toz biber ve 2-3 sarımsak kullanabilirsiniz. Siyah turp bulamadıysanız 1 çay kaşığı hardal yozu ekleyebilirsiniz. Tüm malzemeyi kaynamış suya attıktan sonra 15 dakika demleyip çayınızı içebilirsiniz.
Sığırkuyruğu Çayı
Balgam söktürücü özelliği bulunan sığırkuyruğu çayı grip nedeniyle dolan göğsü ve burnu açmaya yardımcı olur. Bir bardak çay için 1 tatlı kaşığı sığırkuyruğu kullanabilirsiniz. Tatlandırmak için bal katabilirsiniz.
Ekinezya Çayı
Bağışıklık sistemini güçlendirici, kış aylarında bulaşıcı hastalıklara karşı koruma sağlayan ekinezya çayı antibiyotik etkisiyle grip, soğuk algınlığı gibi hastalıkların daha kısa sürede geçmesine yardımcı olur.

26 Eylül 2014 Cuma

Diş Ağrısı İçin Yapılacak Dua

“Allahummehib anhu süe ma yecidu ve fahşehu bi daveti nebiyyike'l mekfni'l mubareki indeke" Allah'ım!
Senin indinde mübarek ve muhterem olan peygamberlerin duası vesilesiyle bu dişte bulunan ağrıyı gider.

Hızbü’n Nasr Yardım ve Zafer Duası

Hızbü’n Nasr Yardım ve Zafer Duası

Bu duanın adına "Hizbü'n-Nasr" denir. İslam memleketlerinden birinin üzerine, kafirlerin sulta kurmak istedikleri veya galebe ettikleri durumlarda, Cenabı Hakk'tan yardım talep etmek için okunur. Bu duayı, manevi bir işaret ile Şeyh Ebul Hasan Şazeti' Hazretleri telif etmişlerdir. Bu mübarek duanın defalarca tesir ve faydası görülmüştür. İhlas ve huzur-u kalp ile okunduğunda Allah'ın izni ile- kafirler perişan ve darmadağın olurlar. İslam orduları da onların üzerine galip gelir. Mü'min kardeş! Şunu aklından çıkarma. Bu dua, kafir güruhu üzerine okunur. Mü'min muvahhid ve: "La ilahe illeilah, Muhammedün rasülüllah" diyen bir kimse üzerine, her ne kadar zalim, fasık, azgın ve günahkar olsa da okumak caiz değildir. Belki ıslahı için dua edilir. Başka sebeplere başvurulur. Bu gibi insanların üzerine, bu duayı okumaktan kaçınmak bir vecibedir. Kim bu nasihatı dinlemez de, kendi akıl ve hevasına kapılarak bir mü'min üzerine bu duayı okuyacak olursa; çok geçmeden ya canından, ya malından, ya evladından olur veya ailesi Allah tarafından bir bela ve azaba yakalanır. Bunu kendi nefsinde de açıkça görebilir. Hülasa olarak, bu dua yalnız Din düşmanlarına, islam düşmanlarına, kafirlerin ve müşriklerin aleyhine okunmak için tertip edilmiştir. Mü'min ve müslüman kimselerin aleyhine okunmadığı gibi, başka bir muradın meydana gelmesi için okumak da caiz değildir. Duanın sözleri ve kelimeleri de bunun birer şahididir. Yani bu dua, yalnız din düşmanlarının aleyhinde okunmalıdır. Dünya menfaati temin etmek için okumak haramdır. Bu duanın gayesi, i'lay-ı kelimetullah olmalıdır. Allah'ın dininin yayılması için okunmalıdır.

Dua nasıl okunmalıdır? 

Evvela abdest alınmalıdır. Issız bir yere çekilip Allah rızası için iki rekat namaz kılınmalı, birinci re katta zammı sure olarak Fil Suresi, ikinci re katta Nasr Suresi okunmalıdır. Selam verdikten sonra, bir Fatiha, üç [İhlas-ı Şerif, yedi salavat-ı şerife okuyup sevabını bütün peygamberlerin, velilerin, şehitlerin, gazilerin, Şazel Hazretleri'nin ruhuna bağışladıktan sonra, Euzü Besmele çekilir: "İnna enzelnahü rı leyletil kadr* Ve ma edrake ma leyletül kadr" Leyletül kadri hayrun min elf şehr" Tenezzelül rnelaiketü ver ruhu fiha bi izni rabbihim min küili emrin selam. *" dedikten sonra; sağına, soluna, önüne, arkasına, üstüne, altına eli ile birer kere işaret ederek selam verilir. "Hiye hatta matleıl fecr." okunarak sure sona erer.

Hemen akabinde: "Tahassantü bi zil mülki vel meleküt" Ve aksemtü bil ızzi vel ceberüt" Ve tevekkeltü alel hayyil kayyumil hallmillezi la yenamü ve la yemut* Dehaltü rı hırzillah* Dehaltürı hıfzıllah* Dehaltü rı emaniflahi bi hakkı kef ha ya ayn sad kürıtü* Ve ha mirn ayn sln kaf humitü" Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azıym." denilir. Bu dua okunduktan sonra, kendi bedenine ve ellerine üfleyerek vücudunu sıvazlar. Kendini Allah'ın koruması altına alır. Eüzübesmeleden sonra: "Ellezıne kale lehümün nasü innen nase kad cemeü leküm fahşevhüm fe zadehüm imanen ve kalu hasbünellahü ve nı'mel vekiı· fenkalebu bi nı'metin minellahi ve fadlin lem yemseshüm süün vetrebeü rıdvanellah vallahü zü fadlin azıym" ayetini de bir defa oku. Kafirleri kahr ve perişan olmalarını, ordularının ve diyarıarının bi nişan olmalarını niyet ederek, Besmele çekmeden, duaya ara vermeksizin, üç, beş, yahut yedi defa bu dua okunacaktır. Okumayı sona erdirdikten sonra, ellerinin arkasını semaya doğru kaldır. Düşman ordusunu hayalin ile gözünün önüne getir. Cenabı Hakk'tan müslümanlara yardım ve imdat etmesini niYaz eyle. Din düşmanlarının perişan olmaları için, Cenabı Hakk'tan rica ve niyazda bulunurken ellerini kafirler üzerine, bir nesne serper gibi serp. Ellerini bu esnada yüzüne ve üzerine sürmekten sakınmalısın. Bu şekilde, en az yedi gün okumalıdır. Lakin Allah'ın yardımı gelinceye kadar devam etmek daha iyidir. İstenirse okuma, yedi adede bırakılmayıp onbir, yirmibir defa okunabilir. Sıkıntılı zamanlarda da istenildiği kadar okunabilir. Allah Teala: "Bana dua ediniz, kabul edeyim." buyurmak suretiyle duanın önemini bizlere açıkça bildirmişlerdir. Bu dua, süfli arzu ve istekler için katiyen okunmamalıdır.

Aile Mutluluğu İçin Dua

Aile mutluluğu için okunacak dua burada bulunmaktadır. Bu dualar okunduğu zaman Allah'ın izniyle aile içinde saadete ve mutluluğa kavuşursunuz.
Bir Fatiha, Üç ihlas okunarak sevabı Hazreti peygamber (s.a.v)'in ruhuna hediye edilir.Sonra sabah ve akşam : 'Hasbiyellahü la ilahe illa hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azıym'
Yedişer defa okuyan kimse mesud bir ile hayatı geçirir.Dünyanın sıkıntısından kurtulur.Huzurlu bir hayat elde eder.
( Resulullah dilinden dualar)
SAF SURESİNİ 70 defa okuyan kimse aile huzursuzluğundan kurtulur.

25 Eylül 2014 Perşembe

İŞTE CİNSEL GÜCÜ ARTIRAN ŞİFALI BİTKİLER...

"Eğer cinsellik sevgiyle yaşanmıyorsa, afrodizyakların da hiçbir etkisi olmaz. Sağlıklı bir cinsel yaşam için dengeli beslenmenin ve afrodizyakların yanı sıra günlük egzersizler yapmak da gerekiyor. Ayrıca cinsel gücü azaltan sigara ve stresten uzak yaşamak ve uykusuz kalmamak gerekiyor" 

Bitki çayları: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır, tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları seks yaşamını canlandırır. 
Ginseng: Binlerce yıllardır Çin'de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir 
Rezene: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden her gün bir parça alınması cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılarak içilebilir. 
Lavanta: Salata ve yemek soslarına konan birkaç damla lavanta, seks hayatını güçlendirir. 
Karanfil tanesi: Doğal afrodizyakların en güçlülerinden biri olan karanfil tanesi, yorgunluğa da iyi gelir. Haşhaş Tohumu: Cinsel performansı artırır. 
Polen: Son yıllarda afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, belli ölçüde testosteron ve diğer cinsiyet hormonları bulunuyor. Ayrıca içerisinde birçok vitamin mineral ve amino asit bulunur. 
Zencefil: Yüzyıllardır duyguları harekete geçirmek için hazırlanan içkilerin karışımında kullanılan zencefil, insanı daha ateşli yapar. (Kanı sulandıran ilaç kullananların dikkatli olmaları gerekiyor. Ayrıca, fazla tüketildiğinde de bağırsakları rahatsız eder.) Yemeklerde bahart olarak kullanılabilir. Balla karıştırılıp yenebilir. Bir hafta veya 10 gün kadar kullanılmalıdır. 
Tarçın: İştah açıcıdır. Sinirsel rahatlık veren bir kokusu vardır. Gaz söktürücü ve antiseptik özellikleri vardır. Afrodizyak olarak da kullanılabilir. Kışın içilen bitki çaylarına konulabilir. Tarçın yağı hoş kokusundan dolayı masaj yağı olarak da kullanılabilir. 
Hardal: Cinsel bezlerin işleyişini hızlandırır. 
Yasemin: Likörleri kokulandıran, harika kokulu yasemin çiçeği, etkili bir uyarıcıdır. 
Süsen: Süsen kökü tozu, her iki cins için de güçlü bir afrodizyaktır. 
Meyan Kökü: Meyan kökünden elde edilen toz, maden suyu ile karıştırılınca kadınlar için çok etkili bir afrodizyak haline gelir. 
Vanilya: Merkezi sinir sistemine etki ederek kokusuyla uyarıcı etki yaratır. 
Roka: Bolca demir ve C vitamini içeren roka, alyuvarlar için iyidir. Ayrıca, cinsel gücü de artırır. 
Maydanoz: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel yaşama da lezzet katar. 
Kekik: Güçlü etkileri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır. 
Arı Sütü: Cinsel bezleri geliştiren arı sütünün etkileri, kısa zamanda hissedilir. 

Ayı Üzümü (Vaccinium arctostaphylos)

ayı üzümü
Ayı üzümü nedir? Ayı üzümü fundagiller familyasına ait olan, ılıman yerlerde de yetişebilen, esas anavatanı Kuzey Yarımküre olan üzümsü bir bitkidir. Ülkemizde de değişik yörelerde yetişebilen ayı üzümü, çalı üzümü, kaskanaka, yaban mersini, çalı çiçeği, ligarba, likapa, mosi, köpek üzümü ve cırtlık çileği gibi adlarla da anılmaktadır. Ayı üzümünün bilinen 50 adet kadar türü vardır.  Meyveleri kan kırmızı renginde, ekşi ortasında sert çekirdeği bulunan bir bitkidir. Meyvelerini ayılar oldukça fazla sever. Ayı üzümünün içeriğinde çeşitli organik asitler, triperten türevler, tanen, flavoneler, fenol glikozitler, reçine, vitamin ve çeşitli mineraller bulunmaktadır. Maki tarzında ve bodur bir bitki olan ayı üzümü nemli ortamları daha fazla sever. Her mevsim yeşil renkte kalır. Her ne kadar kendiliğinden yetişebilse de, bazı yörelerde ekilerek toplu yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Şifalı bitkiler alanında oldukça önemli bir yere sahip olan ayı üzümü ilaç sanayinin oldukça kıymetli bir bitkisidir. Hem meyveleri, hem de yaprakları bitkisel tedavi alanında oldukça fazla kullanılır. Meyvelerinden aynı zamanda reçel ve pekmez yapılarak faydalanılır. Meyvelerin içeriğinde oldukça fazla su ve karbonhidrat bulunmaktadır. Bu sebeple şeker hastaları için zararlı olabilir.
Ayı üzümü bitkisinin faydaları şunlardır; 
.Kalp krizi riskini azaltıcı etkisi bulunur. 
.Kolesterolü düşüren bir bitkidir.
 .Göz rahatsızlıklarında tedavi edicidir.
 .Mikrop öldürücü etkisi nedeniyle, idrar yollarında, böbrek ve mesanedeki iltihapları gidermekte etkilidir. 
 .Gece işemelerine karşı faydalıdır. Kabızlığa sebep olur. İshali olan hastalara etkili olacaktır. Kanı temizleyerek,     toksinleri atar. 
 .Prostat büyümesine karşı etkilidir.
 .Anti kansorejen etkisi olduğundan faydalıdır. 
 .Tedavi edici, antiseptik ve tahriş önleyici etkileri vardır. 
İyileştirici etkisi olan ayı üzümü, çayı demlenerek ve haricen sürülerek mikrop öldürücü etkisi sebebiyle yaraları temizlemek için kullanılır. Ayı üzümü çayı yapılırken, yapraklar kaynatılmadan demlenerek yapılması önerilir. Çünkü içeriğindeki tanin maddesi sebebiyle bulantı ve kusmaya sebep olabilir. Kaçkar dağlarında da yapılan çayı, Sapanca çayı olarak bilinir. Hamilelere, emzikli kadınlara ve küçük çocuklara önerilmemektedir. Diğer bitkilerde olduğu gibi uzman kontrolünde kullanılması gerekir. Bitkisel tedavi için başka ürünlerle harmanlanarak çay karışımları yapmak yoluyla da kullanılabilir. Ayı üzümü yaprağından yapılan çay bir haftadan fazla kullanılmamalıdır. İçeriğinde bulunan tanin ile hidrokinon nedeniyle karaciğer, mide ile böbrekleri tahriş edebilmektedir.




Acıağaç



iştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.

sıkıntıdan kurtulmak için okuyun

Fotoğraf

24 Eylül 2014 Çarşamba

sana dua edeceğim ses çıkarma sadece amin de olur mu ?

Fotoğraf

şifalı dualar

Fotoğraf

dua

Fotoğraf

hasta duası

Fotoğraf: Amin

sabah duası............

Fotoğraf

Şifa Kaynağı Muhteşem Besinler

Şifa Kaynağı Muhteşem Besinler

Bazı gıdalar vücudumuzdaki bazı dengelerin kurulmasına yardımcı oluyor. Bu besinleri her gün bol bol tüketin sağlığınızı koruyun.
* Lahana: Güçlü bir bağışıklık sistemi demek, daha az hastalanmak anlamına geliyor. Tüm yeşil yapraklı sebzeler gibi lahanayı da bol miktarda tüketin.
Limon: Her sabah kahvaltıdan önce ılık suyla karıştırıp içeceğiniz limon suyu hem karaciğerinize hem de cildinize iyi gelecek.
Sarımsak: Antioksidan zengini sarımsak, soğuk algınlığı ile savaşmanızı sağlıyor, hafızanızı güçlendiriyor.
Tarçın: Tip 2 diyabet hastalarının kan şekerini dengelediği bilinen bu sihirli çubuklar, kandaki kolesterol seviyesini de düşürüyor. Akşamları uyumadan önce ılık süte bir miktar tarçın ekleyerek daha iyi uyuyabilirsiniz.
Yaban mersini: Düzenli olarak tüketeceğiniz taze ya da kurutulmuş yaban mersini, idrar yolu enfeksiyonlarını önlüyor.
Acai Çileği: Amazon ormanlarında yetişen ve görünümü yaban üzümüne benzeyen bu bitki, meyve olarak yenilemiyor, özü çıkartılarak kullanılıyor. Bu bitki sağlıkta yeni trend olarak kabul ediliyor.
Brokoli: Çocukken çok sevmemiş olabilirsiniz ama bu sebzeye şimdi bir şans daha tanıyın. İster haşlanmış ister çiğ olarak tüketin, içeriğindeki C vitamini, folik asit ve betakarotenin bağışıklık sisteminizi güçlendirmesine izin verin.
Tatlı patates: Özellikle diyabet hastasıysanız, glisemik indeksi düşük olan tatlı patatesi tercih edin. Böylece kan şekeri seviyenizi kontrol altında tutmuş ve daha az kalori almış olursunuz.
Kurt üzümü: Himalayalar’da yetişen bu bitki tam bir C vitamini ve protein deposu. Kurt üzümü ayrıca karaciğeri koruyor, hafızayı ve görmeyi güçlendiriyor, sakinleştiriyor.
*Arpa: Kansere karşı korunmak için önerilen arpa, kan şekeri seviyesini dengeliyor ve doygunluk sağlayarak tok kalmanızı da sağlıyor.

Yüzünüzdeki Çillere Bitkisel Çözümler

Yüzünüzdeki Çillere Bitkisel Çözümler
Güneş ışınlarının tesiriyle yüzünüzde çiller oluştuysa ve bu durumdan rahatsız oluyorsanız, bir tutam maydanoz, bir çay kaşığının yarısı kadar tuz, yarım limon suyu, bir tatlı kaşığı bal ve sütü robotta ’da karıştırın ve cildinize sürün. Karışımı 30 dakika boyunca bekletip daha sonra yüzünüzü yıkayın. Çilleriniz bir süre sonra yok olacaktır.
Bunun gibi daha bir çok bitkisel kür ya da karışımı cildinizdeki çillerin üzerine uygulayabilirsiniz:
Öncelikle C vitamini yönünden zengin besinler tüketin. Böylece çil oluşumu karşısında cildinizi güçlendirmiş olursunuz. Çillerinize meydan okumaya hazırsanız işte size en iyi çil giderici bitkisel yöntemler; Bunlardan biri Limon..
Limonu cildinize direk sürmeyin. Limon suyunun çilleri giderdiği kanıtlanmıştır. Limonun suyunu parmak uçlarınızla cildinize sürmeniz kafi gelecektir.
Yüzünüzdeki çiller için başka bir yol; Kayısı, çilek, salatalık gibi sebze ve meyve maskeleri uygulayın. Maydanoz suyunu eşit miktarda limon ve portakal suyuyla karıştırarak nemlendirici kreminizden önce uygulayın. Çillerinizin kaybolmasına yardımcı olacaktır.
Günde iki kez uyguladığınız bu karışım çillerin yok olmasında faydalı olacaktır.
Bir çay bardağı çiğ sütün içine bir adet salatalığı doğrayarak koyduktan sonra, bu karışımı iki saat bekletin. Daha sonra salatalıkları bir tülbentin içine koyun ve İçine koyduğumuz salatalıkları sütün içerisine sıkarak salatalıkların özünün süte geçmesini sağlayın. Bu işlemi gerçekleştirdikten emin olunduktan sonra bu kürü yüzünüzde oluşan çillere masaj yaparak sürün.

23 Eylül 2014 Salı

Bademcik İltihabı

Bademcik İltihabı
Bademcikler lenf düğümcükleridir. Ağzınızın gerisinde her iki yanda birer tanedir. Diğer görevlerinin yanında ağıza giren zararlı mikroorganizmaları filtre etmek de vardır. Fakat çok fazla bakteri girince direnemezler. iltihaplanır ve şişerler. Buna bademcik iltihabı (tonsilit) denir. özellikle çocuklar arasında çok yaygındır.
Belirtileri;
Boğaz ağrısı
Başağrısı
Ateş ve üşüme, titreme
Boğaz ve çenede ağrıyan bezler
Yutkunma sırasında ağrı
Çocuğunuzda bademcik iltihabının bu belirtilerinden biri veya birkaçı bulunabilir Eğer çocuğunuzun boğazına bakarsanız, bademciklerin kızarmış ve şişmiş olduklarını görebilirsiniz. Bazen de, bademciklerin üzeri beyaz veya sarı renkli bir maddeyle kaplanmış gibi olabilir. Çocuğunuzun bademciklerinin iltihaplı olup olmadıklarını anlamayabilirsiniz; eğer bademcik iltihabından şüpheleniyorsanız doktorunuza başvurunuz.
Nedenleri;
Evde pasif sigara dumanı, beslenme yetersizlikleri, aşıların eksikliği, bazı anatomik özellikler, down sendromu gibi sendromlar, gastroesöfageal reflü, yuvaya, kreşe gitme, anne sütü ile beslenme eksikliği, nörolojik ve immunolojik başta olmak üzere hastalıklarda sıklığı artar.  Aerobik, anaerobik bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler bademcik enfeksiyonuna yol açabilir.
Teşhis
Badmecik iltihabı belirtileri gribinkilere benzer. İlk belirti yutmayı zorlaştıran boğaz ağrısıdır. Bademcikler görülür şekilde kırmızılaşır ve şişer. İltihaplanmış bademciklerin üzerinde nokta şeklinde iltihap alanları da görülebilir. Bölgesel lenf düğümleri (çene altı ve boyundakiler gibi) büyüyüp hassaslaşabilir.
Eğer belirtiler 48 saatten uzun sürerse ya da sizin veya çocuğunuzun geçmişinde tekrarlayan tonsillit öyküsü varsa doktorunuza başvurun; boğazınızı muayene ettikten sonra hastalık etkeninin beta streptokok bakterisi olup olmadığını anlamak için kültür örneği alacaktır.
Tonsillit günümüzde oldukça yaygındır. Tedavi edilmezse bademciklerin çevresinde abse oluşumuna yol açabileceği için, tonsillit mutlaka tedavi edilmelidir.
Tedavi
Kendinizde veya çocuğunuzda bademcik iltihabı belirtileri görürseniz, bol bol dinlenin, yumuşak yiyecekler yiyin ve boğazınızı rahat-atacak sulu gıdalar alın. Ilık tuzlu suyla gargara yapmak ağrıyı azaltır. Aspirin veya benzeri ilaçlar (acetaminopen gibi), yardımcı olabilir.
İlaçlar
Bir bakteri enfeksiyonu söz konusu olursa doktorunuz ağızdan antibiyotik alınmasını tavsiye edebilir (10 gün kadar). Belirtiler birkaç günde geçer. Streptokok bakterilerinin bazı türleri nefrit (böbrek iltihabı) veya romatizma da yapabilir. Bunun için antibiyotik tedavisine gerekli süre devam edilmelidir.Bademcik İltihabının Tedavisi / Ameliyat Ne Zaman Gerekli?
Antibiyotikler sayesinde artık her bademcik iltihabının standart tedavisi, eskiden olduğu gibi ameliyat değildir. Ancak, sık tekrarlayan boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı halinde bunu bir doktorun değerlendirmesi gerekir. Doktorunuz streptokok enfeksiyonu olup olmadığını araştırmak üzere boğaz kültürü yapılmasını isteyebilir. Streptokoklar, iltihaplanmaya neden olan bakteri türü mikroplardır. Bakterilerin neden olduğu iltihaplarda da antibiyotik tedavisi iyi sonuç verir.
Doktorunuz aşağıdaki durumlardan biri veya birkaçının bulunması halinde bademcik ameliyatı önerebilir:
Çocuğunuzun solunumunu engelleyecek derecede bademciklerin büyümüş olması
Çocuğunuzda yutkunma güçlüğü bulunması
Sık tekrarlayan boğaz ağrısı
Sık tekrarlayan boğaz iltihaplanması
Bademcik iltihabının orta kulak iltihabı, sinüzit, vs. gibi komplikasyonlara neden olması
Bademcik Ameliyatı (tonsillektomi) Sırasında Neler Olur?
Ne kadar sık yapılıyor veya basit görünüyor olursa olsun, her ameliyat çocuk ve ebeveynler için genellikle korkutucudur. Onu nelerin beklediğini anlatarak, çocuğunuzun kendini ameliyata hazırlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Bademcik ameliyatında : Çocuğunuz, genel anestezi verilerek uyutulacaktır. Bu, ameliyatın bir ameliyathanede yapılacağı ve çocuğunuzun ameliyat sırasında bir anestezi uzmanı tarafından izleneceği anlamını taşır.
Çocuğunuz yaklaşık 20-30 dakika süreyle uyuyacaktır cerrah, bademcikleri çocuğunuzun ağzının içinden alacaktır. Bademcik ameliyatı için deride bir kesi yapılmasına gerek yoktur. cerrah, bademcikleri bulundukları yerden bazı kesiler yaparak çıkartacak ve kanamayı durduracaktır.
Çocuğunuz uyanma odasında ayılacaktır. Solunum güçlüğü veya kanama belirtisi olması halinde tekrar ameliyathaneye alınması gerekebilir. Genellikle hastanede toplam kalış süresi 5-10 saat arasında olmaktadır. Yeterli sıvı gıda almaya başlamayan, 3 yaşın altında olan ve bayılma nöbetleri gibi sürekli bir hastalığı bulunan çocuklar hastanede bir gece kalacaktır.

Zayıflatan bitkiler ve yapılışı

Zayıflatan bitkiler…
1) Ardıç Tohumu :
Ardıç tohumu iyi bir diüretik bitki olduğundan vücuttan suyun atılmasına yardımcı olur ve mide bağırsakların daha iyi çalışmasına sağlar.
Böylece metabolizma hızlandıran etki ortaya çıkarır. Bundan dolayı, Ardıç tohumu çok sayıda bitkisel diyet hapında, zayıflama hapları içerisinde önemli bir ham madde olarak yer almaktadır.
2)At Kuyruğu ile Zayıflama (zayıflatan bitki)
Atkuyruğu zayıflama konusunda çok etkili bir şifalı bitkidir.
Özellikle ödem atıcı ve idrar sökücü olduğu için aşırı sodyum tüketimine bağlı olarak vücutları su tutan ve fazla ödemlerden kaynaklanan kiloları olanlar için at kuyruğu bitkisi bulunmaz bir nimettir.
Hazırlanışı : 2-3 gram kurutulmuş at kuyruğu bitkisi alınarak, kaynamış suda iyice demlenir. 5 dakika kadar kaynatıldıktan sonra 10 – 15 dakika kadar bekletilir. Öğün aralarında günde 2-3 kez içilir.
At kuyruğu çayı içenlerde idrar rengi biraz değişmektedir. Bundan dolayı endişe etmeyin.
Kısa sürede zayıflatan ve kilo verdiren etkisini görerek bitkisel zayıflamayı kendi gözlerinizle göreceksiniz.
3)Mate Yaprağı Çayı ile Zayıflama:(zayıflatan bitki)
Mate yaprağıyla yapılmış çok önemli bir çalışma vardır: 2001 yılında 47 adet obezite sorunu yaşayan hasta üzerinde yapılan araştırmada günde 3 kez bir çay bardağı 45 gün boyunca mate çayı içirilen kişilerde ortalama 2-3 kilo mucizevi zayıflama tespit edilmiştir.
Bunun yanında bitkisel zayıflama destek ürünü kullananlarda 2 ayda 6 kilo kalıcı zayıflama görülmüştür.
Mate yaprağı çayı zayıflatırmı sorusuna böylece evet şeklinde bilimsel olarak cevap vermiş oluyoruz.
Mate yaprağı çayı hem tok tutucu özelliği nedeniyle iştah kesen bir bitkisel çayıdır ki bu özelliği diyet için çok önemlidir, hem de mate yaprağında bulunan yağ yakıcılar aracılığıyla yenilen besinlerin yağa dönüşmeden hızla sindirilmesini sağlamaktadır.
Mate yaprağı içerisinde bulunan matein, kafein benzeri bir etki ile metabolizma hızlandırmanın bir yolu olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca bitkisel metabolizma hızlandırıcı enzimler olarak bilinen ksantin, teofilin teobromin, teofilin türü maddeler, mate çayına kilo verdiren ve zayıflatan bitki özelliğini güçlü şekilde arttırmaktadır.
Bundan dolayıdır ki obezite ye varan aşırı kiloları bulunan kişilerin mata çayı içmeleri veya mate yaprağı özü bulunan bitkisel diyet ürünleri kullanmaları tavsiye edilmektedir.
Hazırlanışı : Mate çayı aynen siyah çay veya yeşil çay gibi itinayla demlenerek hazırlanır.
Fakat burada dikkat edilecek nokta kaynar su kullanmadan sıcak su ile Mate yaprağını demlemek gerektiğidir.
Mate biberiye funda kekik yeşilçay birlikte demlendiğinde de süper bir karışım yapılıp güzel ve zayıflatan bir bitkisel çay elde edilmiş olmaktadır.
4)Yeşil Çay ile Zayıflama:
Yeşil çay kilo vermeye yardımcı önemli bir bitkidir.
Zayıflamak için şifalı bir bitki olan yeşil çayın doğru demlenmesi ve hazırlanışı fevkalade önemlidir.
Gerçekten iyi bir yeşil çay demlemek zor ve zahmetli dikkat gerektiren bir iştir.
Çay demleme esnasında yapacağımız yanlışlıklar neticesinde yeşil çayda yer alan bir takım faydalı enzimler yok olabilir.
O nedenle aşağıdaki 1 kişilik yeşil çay tarifi ni dikkatle takip etmenizi tavsiye ederim:
Her bardağa 1 sallama yeşil çay yada 2 – 4 gram yeşil çay kullanmalısınız. (zayıflatan bitki)
•Bir çaydanlığa soğuk su doldurarak kaynamaya koyun. Kesinlikle ılık ve sıcak su kullanmayın. Su soğuk olmalıdır.
•Suyu kaynar şekilde 3 dakika kadar tuttun.
•Kaynar suyu çaya yada sallama paketinin üzerine döküp 3 dakika boyunca demin oturmasını bekleyin. Daha sonra sallama çayı veya yeşil çay yaprağını demini aldırdıktan sonra çaydanlıktan çıkarabilirsiniz.
•Yeşil çayı bardağa koyup servise hazır edin ve 3 dakika kadar oturmasını ve soğumasını bekleyin.

Maden suyunun yararları

Maden suyunun yararları

Maden suları, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu başlıca mineralleri içermesi nedeniyle kalp ve damar hastalıklarında diş ağrılarına kadar birçok sağlık sorununa karşı etkilidir.
Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu başlıca mineralleri içeren maden sularının; sindirim sistemi sorunlarından, kalp ve damar hastalıklarına, diş ağrısından zayıflamaya kadar pek çok sorun üzerinde yararlı etkisinin bulunduğu belirtiliyor.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle, maden suyunun vücudun mineralli su ihtiyacını karşılayarak sindirimi kolaylaştırdığını; yemek öncesi veya yemek sırasında içilmesi durumunda hızlı bir doygunluk sağladığını söyledi.

Maden suyunda sütten daha fazla kalsiyum var

Mineralli sular, içerdikleri kalsiyum oranı açısından da vücut için çok faydalı. Avrupalıların, normal su yerine maden suyu içmeyi tercih ettiklerini belirten Prof. Dr. Karagülle, “Daha önce yapılan araştırmalara göre Türkiye’de kişi başı maden suyu tüketimi yılda 3 litre civarındaydı. Biz bu rakamı 6 litreye çıkarmayı başardık. Hedefimiz ise bunu yılda 10 litreye kadar çıkarmak.” dedi.
Meyveli maden sularına başta sıcak bakmadıklarını söyleyen Zeki Karagülle, bu ürünleri daha çok gençlerin tercih ettiğini ve onların maden sularına alışmalarını sağlamak adına bu duruma pek ses çıkarmadıklarını söyledi.

Kalp ve damar hastalıklarında faydalı

İçerdiği magnezyum, sodyum, kalsiyum gibi zengin minerallerin insan sağlığına önemli yararları bulunan maden suyunun cilt üzerinde de yararlı etkileri bulunduğunu belirten Prof. Dr. Karagülle, içmenin yanı sıra dışarıdan sürme yoluyla tatbik edildiğinde maden suyunun cildi canlandırdığını ve gençleştirdiğini söyledi.

Maden suyundaki bazı minerallerin sağladığı yararlar

Sinir sisteminin ve kasların gevşemesini sağlayan magnezyum mineralinin kalp ve damar hastalıklarına faydalı etkileri var. Damarlardaki yağ ve kalsiyum birikmesi magnezyum eksikliğinden kaynaklandığından, magnezyum tüketimi, kalp ve damar problemleriyle karşılaşma riskini azaltıyor.
Maden suyunda bulunan sodyum, vücuttaki sıvı dağılımını ve dengesini düzenliyor, kan basıncına olumlu etkide bulunuyor.
Daha çok süt, süt ürünleri ve doğal sularda bulunan kalsiyum, kemik yapısının korunmasının yanı sıra kas kasılmalarının düzenlenmesi, sinir uyarılarının taşınması gibi vücuttaki hemen her fonksiyona yardımcı oluyor. Eksikliği halinde diş ve sırtta ağrılar, kemiklerde zayıflama, çatlama ve kolay kırılmaya yol açan kalsiyumun vücutta yeterli miktarda bulunması gerekiyor.

çocuklar için gerekli minareller

Çocuklar İçin Gerekli Mineraller

Çocuklar İçin Gerekli Mineraller
Mineraller; büyüme ve gelişme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için ihtiyaç duyduğumuz, dışarıdan almamız gereken inorganik maddelerdir.
Çocukların sağlıklı büyüyebilmek için besinlerden alabilecekleri tüm minerallere yeterli oranda ihtiyaçları vardır. Ancak çinkoya ayrıca değinmek gerekir.
Çinko: Çocukluk çağında ihtiyaç duyulan ve vücudumuzda pek çok metabolik fonksiyonun yerine getirilmesinde görevli 300’den fazla enzimin yapısında yer alan bir mineraldir. Çinko eksikliği, özellikle bağışıklık sistemini, bağırsakları ve cildi etkiliyor. Bu eksiklik çocuklarda iştahsızlık, ishal ve kilo kaybına neden oluyor. Bağışıklık sistemi etkilenen çocuklar sık sık enfeksiyon geçiriyor. Çinko eksikliği olan çocukların hastalıklara yakalanma riski artıyor. Bu çocuklarda ayrıca büyüme geriliği de görülebiliyor.
Omega-3: IQ üzerinde olumlu etkileri saptanan omega-3, çocuklarda beyin gelişimini destekliyor, öğrenme ve konsantrasyonu olumlu yönde etkiliyor, problem çözme yeteneğini artırıyor, matematiksel zekânın, okuma, telaffuz ve yazma becerisinin artmasına da yardımcı oluyor. Tüm bunların yanı sıra kalp, damarlar ve gözlerin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynuyor.

Şeytan ve Emsali Şeylerden Korkunca

Şeytan ve Emsali Şeylerden Korkunca

Yâ Rahman, ne bir iyinin ne de bir kötünün kendilerini aşamayacağı, (Allah'ın) yarattığı, zürriyet halinde her tarafa saçtığı ve kusursuz meydana getirdiği şeylerin şerrinden, gökten inen ve oraya yükselen şeylerin şerrinden, (Allah'ın) yerde yarattığı ve yerden çıkan şeylerin şerrinden, gece ve gündüzün fitnelerinden, hayırla gelenler müstesna meydana gelen hadiselerin şerrinden, Allah'ın tastamam kelimelerine ve vech-i kerimine sığınırım.

İltihap ve Yaralara

İltihap ve Yaralara

İltihap ve yarası olan, işaret parmağını yere kor, sonra şöyle diyerek kaldırır: "Allah'ın ismiyle, arzımızın toprağı, bazımızın tükrüğü, Rabbimizin izniyle hastalarımız şifa bulur."

AĞRILAR İÇİN...

AĞRILAR İÇİN...

  • Osman İbnu Ebi'l-Âs (ra) anlatıyor: "Rasulullah'a (asm), Müslüman olduğum günden beri çekmekte olduğum bir ağrıdan söz ettim. Bana: "Elini ağrıyan yerin üzerine koy ve şu duayı oku!"buyurdu. Üç kere: "Bismillah" sonra da yedi kere: "Bedenimde çekmekte ve çekinmekte olduğum şu hastalığın şerrinden ALLAH'ın izzet ve kudretine sığınıyorum." (Müslim)

İDRAR DARLIĞI

İDRAR DARLIĞI

  • Ey huzuru semavatı dolduran Rabbim! Senin ismin mukaddestir. Senin emrin arz ve semadadır, tıpkı Rahmetin semada olduğu gibi. Arza da rahmetinden gönder ve bizim günahlarımızı ve hatalarımızı affet. Sen bütün salih kimselerin Rabbisin. Bu ağrıya, rahmetinden bir rahmet, şifandan bir şifa indir, iyileşsin. (Bu dua sadece idrar darlığı için değil, bütün hastalıklar için de okunabilir.) (Ebu Davud)

22 Eylül 2014 Pazartesi

Vitamin Deposu: Brokoli

Vitamin Deposu: Brokoli
Brokoli: Küçük yeşil yumrular hâlinde olan, haşlanarak yemeği hazırlanan bir tür sebze olan Brokoli bitkisi, başta C, A ve E vitaminleri olmak üzere bol miktarda vitamin içeren, ayrıca demir, bakır, potasyum ve kalsiyum mineralleri açısından da zengin bir besindir.
Brokolinin Faydaları:
Lifli yapısı ile sindirimi kolaylaştırır ve şişmanlığa karşı faydalıdır.
Mikrop öldürücüdür.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Başta meme, akciğer ve bağırsak kanseri olmak üzere, kansere karşı çok iyi bir koruyucudur.
Doğuştan belkemiğinde açıklık hastalığının önlenmesinde etkilidir.
İdrar yolu hastalıkları ve prostata karşı koruyucudur.
Cinsel gücü arttırır.
İktidarsızlık ve kısırlıkta faydalıdır.
Kemik erimesi ve kansızlığa iyi gelir.

Göz Bozukluğuna Sebep Olan 5 Neden

Göz Bozukluğuna Sebep Olan 5 Neden
Ağrı, yanma, kızarıklık, batma gibi şikayetlerle kendini gösteren kuru göz sendromu özellikle çalışan insanlarda sıklıkla görülmektedir. Tedavi edilmediği taktirde ilerleme gösterir ve görme yeteneğinde azalmayla sonuçlanır.
Göz bozukluklarına neden olan en önemli sebepler;
Bilgisayar konumu; bilgisayar ekranı ile aranızdaki mesafe son derece önemlidir. Ekrana ne kadar yakın bakarsanız göz o kadar çok enerji harcamak durumunda kalır ve sonucunda da gözlerde yorgunlukla birlikte, yanma, batma, kızarma, göz ve baş ağrısı ile okuduğunuz yazıda kelimelerin karışıyormuş gibi görünmesi gibi şikayetler oluşur. Bunu engellemek için; bilgisayar masasıyla aranızda 40-50 cm, bilgisayar ile aranızda 60-70 cm gibi bir mesafe olmalı. Ekran göz hizanızın 20 cm  altında bulunmalı.
Bir noktada uzun süre odaklanma; bilgisayar karşısında uzun süre çalışmak ve bir şeyler okumak, göz kapaklarının refleksini engelleyerek kapanmamasını sağlar. Bu da göz kuruluğuna yol açar. Bunu engellemek için; her 45 dakikada bir mola vererek gözlerinizi 5-10 dakika dinlendirin.
Yetersiz aydınlatma; bulunulan ortam ( ofis ) ne kadar karanlıksa göz de görebilmek adına o kadar daha fazla çalışır. Böylelikle gözlerde zorlanma oluşur. Bu da akşam saatlerinde gözlerde yanma ve ağrı gibi şikayetlere dönüşür. Bunu önlemek için; bulunduğunuz ortam yeterince aydınlatılmalı, ışık göze doğrudan değil dolaylı olarak gelmeli.
Klimalar; klima olan ortamlarda nem azalır. Gözyaşı azalmasına ve gözlerdeki kuruluk probleminin oluşmasına sebep olur. Bunu önlemek içinse; bir buhar makinesi sayesinde bulunulan ortamın nem ayarı sağlanır.
Bulaşıcı olan göz rahatsızlıklar; özellikle banka gibi yerlerde çalışanların, para gibi hijyenik olmayan nesne alışverişi yapanların sıklıkla yaşadığı bir durumdur. Arpacık gibi bazı göz enfeksiyonlarının aynı ortamda çalışan insanlara geçme riski ise oldukça fazladır. Bunun çözümü olarak da; eller sıklıkla hijyenik sabunlarla yıkanmalıdır.
Göz sağlığınızı korumak için, havuç başta olmak üzere bol bol sarı – turuncu renkteki taze meyveler tüketilmelidir.

Havuç Erkek Doğurganlığını Artırıyor

Havuç Erkek Doğurganlığını Artırıyor
ABD’den Harvard Üniversitesi’nin önderliğinde yapulan ve dünyadan birçok bilimadamının katıldığı çalışmada erkek doğurganlığı ile ilgili çok önemli gerçeklere ulaşıldı.
Sarı ve turuncu renkli meyve-sebzelerin erkeklerde doğurganlığı artırdığını, ilk sırada ise havucun geldiğini gösterdi.
Bilim adamları, havuca renk veren karotenoid adlı maddenin sperm kalitesini diğer sebze ve meyvelerden daha fazla artırdığını belirtti. Buna ek olarak, bilim adamları havuçta bulunan antioksidan türevlerin hücre zarlarına ve DNA’yı tahrip edebilen serbest radikallari de etkisiz hale getirdiğini vurguladı.
Araştırmaya katılan 200 genç erkekten çeşitli meyve ve sebzeleri yemesi istendi. Sarı ve turuncu renkli yiyeceklerin spermleri daha güçlü hale getirdiği, domates gibi kırmızıların ise spermlerdeki anormallikleri azalttığı görüldü. Ancak havucun normal spermin hareket gücünü yüzde 8-10 artırdığı ve erkeklerin baba olma şansını yükselttiği anlaşıldı. Araştırmanın sonuçları “Fertility and Sterility” dergisinde yayımlandı.

metbolizma hızlandırıcı!

metbolizma hızlandırıcı!

Metabolizmayı Hızlandırmak İçin Dereotu Tüketin
İnsan sağlığına fazlasıyla faydalı olan dereotu, metabolizmayı hızlandırarak ödem atmamızı kolaylaştırır.
Dereotu, kilo kaybını hızlandıran ve bu dönemde kullanılması sıklıkla önerilen bir bitkidir.
Dereotu,maydanozgiller ailesinden ve koyu yeşil ipliksi yaprakları olan kokulu bir bitkidir. Nemli toprakları sever ve çoğunlukla sonbaharda toplanır. Tat ve aroma vermesi için salata veyemeklerde kullanılır.Özellikle Türk mutfağında önemli bir yeri olan tarhana çorbası ve cacık bu yemeklerin başında gelir.
Dereotu ayrıca sağlığa da oldukça yararlı bir bitkidir;sindirimi kolaylaştırır, ağız kokusunu giderir, uykuyu düzenler,sinir zafiyetini giderir. Aynı zamanda çocuklarda oluşan kolik ağrılarına iyi gelir ve anne sütünü çoğaltır. Ancak hamilelik döneminde kullanılmaması gerekir,aybaşı kanamalarını artırdığı gibi gebelerde düşüğe neden olabilir.
Tüm bu faydaların yanında dereotunun önemli bir diğer özelliği de kilo verme süreci ve tiroid hormonları üzerindeki olumlu etkisidir.Dereotu tiroidnodüllerinin ufalmasını sağlar, ayrıca tiroid üzerindeki dengeleyici etkisi ilehipotiroid(tiroidin yavaş çalışması) veya hipertiroid (tiroidin hızlı çalışması) üzerinde olumlu etki gösterir.Kilo durumu tiroid ile bağlantılı olabildiğinden, tüm bunlara bağlı olarak dereotu kilo kontrolünde de oldukça etkilidir. Aynı zamanda ödem sökücü özelliğiyle vücuttaki fazla suyun atılmasını da sağlar.Antiseptik özelliği ile ishalintedavisine yardımcı olur, kalsiyum yönünden oldukça zengindir ve kansere karşı koruyucu etkisi vardır.

21 Eylül 2014 Pazar

Hz.Peygamber (a.s.m) 5000 yıllık tedavi

Fotoğraf: Hacamat kısaca vücutta hastalıklara neden olan kirliliğin peygamber efendimiz s.a.v in de uyguladığı şekilde dışarı alınması işlemidir.
.Hacamat kanserden kısırlığa kadar birçok hastalığa karşı hem koruyucu hem de tedavi edici özelliğe sahiptir.
► Baştan hacamat olmak; delilik, cüz zam, gece körlüğü, alaca, baş ağrısı, diş, göz, kulak gibi hastalıklara ve daha birçok hastalığa şifadır.
► Hacamat bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır. 
► Kırmızı kan hücrelerini (alyuvarları) büyüten kanı katılaştıran, dolaşımı bozan fazla asitleri hacamatla vücuttan dışarı atabiliriz.
► Kan ve dokulardaki gaz ve toksinleri atar.
► Ödemleri çözer.
► Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır.
► Kan üretimi ile görevli organları uyarır.
► Beyin fonksiyonlarını canlandırır. 
► Ağrıları giderir.
► Hastalıkları önler.
► Bel, boyun fıtığı, eklem ağrıları, karaciğer, kalp hastalıkları, psikolojik hastalıkların ve bunun gibi tüm hastalıkların tedavisinde yardımcı olur.
► Göze canlılık verir, gözün görme kabiliyetini artırır. Başından hacamat olan bir insan bunu hemen fark eder. Çünkü hacamatın etkisi hemen zuhur eder.
► Unutkanlık ve dikkat eksikliği olanlar; okuduğunu zor anlayanlar için kafadan hacamat (Kupa terapisi – Cupping Therapy) çok faydalıdır. Hacamat ezber kuvvetini artırır.
► Metabolizmayı düzenleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir. Hacamat yaptıranlar daha az hastalıklara yakalanır, daha sağlıklı ve daha dinç görünüme sahip olurlar.
► Vücuda canlılık ve enerji verdiğinden dolayı cilt ve vücut daha genç görünür.
► Değişik nedenlerden dolayı vücudun belli noktalarında biriken toksinler dışarı alındığında vücudun bio-elektrik enerji si ve aura sı yoğunlaşır. Buda daha az uyku ve daha dinç yaşam demektir.
► Akciğer tarafından yeterince temizlenemeyen kan zamanla daha koyu hal alır, kılcal damarları tıkamaya neden olur. Hacamatla bu toksik maddeler arındırılarak organlar daha düzenli çalışmaya başlar.
► Tansiyon, Migren, bel fıtığı, pisikolojik hastalıklar, depresyon, düşük yaşam enerjisi (Qi) eklem ve romatizma ağrıları için bir çok ilaçtan daha tesirli olup ilaçlar gibi hiç bir yan etkisi de yoktur.
► Hacamat yaptıranların analitik düşünme yetenekleri artar, hızlı ve doğru karar alma yetenekleri gelişir.
► Sağ ve sol beyin lobları daha etkin ve dengeli kullanılmaya başlanır.
► Çocuklarda ve gençlerde hacamat daha dengeli bir ergenlik, geçirmelerine yardımcı olur.
► Lenfatik sistemi (mikroplarla savaşan lenf sistemini) harekete geçirir.
► Daha hacamat yaptırmaya başlar başlamaz beyin ağrı kesici etkiye sahip endorfin salgılamaya başlar.
► Depresyona maruz, psikolojik rahatsızlıkları olanlar, histeri, uykusuzluk, ankesiyete, ilaç bağımlılarını hacamatla başarıyla tedavi etmek mümkündür.
► Ağrı eşiği düşük olanlar için çok faydalıdır.
► Hacamat yaptıranların bağışıklık sistemi hastalıklara karşı daha dirençli olur. Ve Düzenli Hacamat yaptıranlar kolay grip ve soğuk algınlığına yakalanmaz.
► Yüksek kan basıncını düşürücü ve dolaşımı düzenleyici etkisi vardır. Deri üzerinde atıl durumda ki kan ve damarları çevresindeki pleksus lifleri uyarılmak sureti ile ve tıkanıklığa sebebiyet veren jöle kıvamındaki damarda dolaşmayan atıl maddelerin temizlenmesi ile dolaşımı düzenleyici etkisi vardır.
► Hipofiz bezini uyarmak sureti ile yapılan hacamat görevi hormonların salgılamasını kontrol eden bu bezeyi daha etkin hale getirir. Aşırı kilo başta olmak üzere bir çok hormonlarla alakalı konularda çok tesirlidir.
►Şeytanın vesveselerine karşı kalbin arkasından yapılan hacamat çok faydalıdır. 50 senelik kökleşmiş büyünün, kalp karşısından yapılan hacamatla kaldırıldığı rivayeti vardır. Çift uzuvlarda hacamat faydalıdır. (İki diz, iki ayak gibi…) Kansızlık, şeker ve kan hastalıklarından birisi bulunan kişiler usta bir hacamatçıya en uygun yerden hacamat olunmalı… Bir insan bünyesine, dayanıklılığına ve vücudunun kan oranının azlığına yada çokluğuna göre 1 yerinden, 4 yerine kadar aynı anda hacamat olabilir.

Hacamat kısaca vücutta hastalıklara neden olan kirliliğin peygamber efendimiz s.a.v in de uyguladığı şekilde dışarı alınması işlemidir.
.Hacamat kanserden kısırlığa kadar birçok hastalığa karşı hem koruyucu hem de tedavi edici özelliğe sahiptir.
► Baştan hacamat olmak; delilik, cüz zam, gece körlüğü, alaca, baş ağrısı, diş, göz, kulak gibi hastalıklara ve daha birçok hastalığa şifadır.
► Hacamat bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır. 
► Kırmızı kan hücrelerini (alyuvarları) büyüten kanı katılaştıran, dolaşımı bozan fazla asitleri hacamatla vücuttan dışarı atabiliriz.
► Kan ve dokulardaki gaz ve toksinleri atar.
► Ödemleri çözer.
► Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır.
► Kan üretimi ile görevli organları uyarır.
► Beyin fonksiyonlarını canlandırır.
► Ağrıları giderir.
► Hastalıkları önler.
► Bel, boyun fıtığı, eklem ağrıları, karaciğer, kalp hastalıkları, psikolojik hastalıkların ve bunun gibi tüm hastalıkların tedavisinde yardımcı olur.
► Göze canlılık verir, gözün görme kabiliyetini artırır. Başından hacamat olan bir insan bunu hemen fark eder. Çünkü hacamatın etkisi hemen zuhur eder.
► Unutkanlık ve dikkat eksikliği olanlar; okuduğunu zor anlayanlar için kafadan hacamat (Kupa terapisi – Cupping Therapy) çok faydalıdır. Hacamat ezber kuvvetini artırır.
► Metabolizmayı düzenleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir. Hacamat yaptıranlar daha az hastalıklara yakalanır, daha sağlıklı ve daha dinç görünüme sahip olurlar.
► Vücuda canlılık ve enerji verdiğinden dolayı cilt ve vücut daha genç görünür.
► Değişik nedenlerden dolayı vücudun belli noktalarında biriken toksinler dışarı alındığında vücudun bio-elektrik enerji si ve aura sı yoğunlaşır. Buda daha az uyku ve daha dinç yaşam demektir.
► Akciğer tarafından yeterince temizlenemeyen kan zamanla daha koyu hal alır, kılcal damarları tıkamaya neden olur. Hacamatla bu toksik maddeler arındırılarak organlar daha düzenli çalışmaya başlar.
► Tansiyon, Migren, bel fıtığı, pisikolojik hastalıklar, depresyon, düşük yaşam enerjisi (Qi) eklem ve romatizma ağrıları için bir çok ilaçtan daha tesirli olup ilaçlar gibi hiç bir yan etkisi de yoktur.
► Hacamat yaptıranların analitik düşünme yetenekleri artar, hızlı ve doğru karar alma yetenekleri gelişir.
► Sağ ve sol beyin lobları daha etkin ve dengeli kullanılmaya başlanır.
► Çocuklarda ve gençlerde hacamat daha dengeli bir ergenlik, geçirmelerine yardımcı olur.
► Lenfatik sistemi (mikroplarla savaşan lenf sistemini) harekete geçirir.
► Daha hacamat yaptırmaya başlar başlamaz beyin ağrı kesici etkiye sahip endorfin salgılamaya başlar.
► Depresyona maruz, psikolojik rahatsızlıkları olanlar, histeri, uykusuzluk, ankesiyete, ilaç bağımlılarını hacamatla başarıyla tedavi etmek mümkündür.
► Ağrı eşiği düşük olanlar için çok faydalıdır.
► Hacamat yaptıranların bağışıklık sistemi hastalıklara karşı daha dirençli olur. Ve Düzenli Hacamat yaptıranlar kolay grip ve soğuk algınlığına yakalanmaz.
► Yüksek kan basıncını düşürücü ve dolaşımı düzenleyici etkisi vardır. Deri üzerinde atıl durumda ki kan ve damarları çevresindeki pleksus lifleri uyarılmak sureti ile ve tıkanıklığa sebebiyet veren jöle kıvamındaki damarda dolaşmayan atıl maddelerin temizlenmesi ile dolaşımı düzenleyici etkisi vardır.
► Hipofiz bezini uyarmak sureti ile yapılan hacamat görevi hormonların salgılamasını kontrol eden bu bezeyi daha etkin hale getirir. Aşırı kilo başta olmak üzere bir çok hormonlarla alakalı konularda çok tesirlidir.
►Şeytanın vesveselerine karşı kalbin arkasından yapılan hacamat çok faydalıdır. 50 senelik kökleşmiş büyünün, kalp karşısından yapılan hacamatla kaldırıldığı rivayeti vardır. Çift uzuvlarda hacamat faydalıdır. (İki diz, iki ayak gibi…) Kansızlık, şeker ve kan hastalıklarından birisi bulunan kişiler usta bir hacamatçıya en uygun yerden hacamat olunmalı… Bir insan bünyesine, dayanıklılığına ve vücudunun kan oranının azlığına yada çokluğuna göre 1 yerinden, 4 yerine kadar aynı anda hacamat olabilir.